Epilobiums are mostly herbaceous plants, either annual or perennial; a few are subshrubs. The leaves are opposite or rarely whorled,[5]: 354 simple and ovate to lanceolate in shape. The flowers are actinomorphic (radially symmetrical) with four petals that may be notched.[5][6] These are usually smallish and pink in most species, but red, orange or yellow in a few. The fruit is a slender cylindrical capsule containing numerous seeds embedded in fine, soft silky fluff which disperses the seeds very effectively in the wind.
The genus name derives from the Greek words "epi" meaning "upon" and "lobos" meaning "lobe", with reference to position of the petals above the ovary.[7]
A number of Epilobium species with slightly asymmetrical (zygomorphic) magenta flowers and alternate leaves were placed in a Chamaenerion group, and have been separated by some authorities into the genus Chamerion. However, Chamerion has not been universally accepted[8] and there is now emerging consensus that this group of species should be segregated into the genus Chamaenerion.[9][1
[1] http://www.sifamarket.com/mucize-bitkiler/yaki-otu-nerelerde-kullanilir.html
Latince ismi ‘Camellia sinensis’ olan Yeşil çay, çaygiller familyasındandır. Tropik ve subtropikal bölgelerde de yetiştirilmektedir. Her dem yeşil, kuvvetli ana köke sahip çokyıllık bir bitkidir. Yeşil çayın anavatanı Çin ve Japonya’dır. Ülkemizdeki anavatanı Rize ve Trabzon olarak bilinir.
Yeşil çay, sıradan bir çay olmaktan çok daha fazlasıdır. İlk kullanımıyla ilgili bilgiler M.Ö 3000 yılına kadar uzanmaktadır. Bir rivayete göre dönemin Çin imparatorunun önündeki kaynayan suya tesadüfen Yeşil çay yaprağının düşmesi sonucu Yeşil çay keşfedilmiştir. O gün bugündür de neredeyse bir fenomen halini alarak tüm kültürlerde, halklar arasında yaygın olarak tüketilmesiyle ününe ün katmıştır.
Yeşil çayın dört tip kurutulma biçimi vardır. Buharla, tavada, fırında ve güneşte… Bu kurutulma aşamaları yeşil çayın tadını değiştirir. Buharla kurutulanların tadı daha çimensi ve acıdır. Tavada ve fırında kurutulan yeşil çayların içimi lezzetli ve tadı yumuşaktır. Eğer bir yeşil çay tiryakisiyseniz kurutulma koşullarına dikkat etmenizde fayda var.
Latince adı ‘Sideritis’ olan Yayla çayı, ballıbabagiller familyasındandır. Anavatanı İspanya ve Türkiye’dir. Ülkemizde Akdeniz, Ege, Marmara ve Güney Anadolu’nun orman içlerinde, çalılıklarda ve dağ eteklerinde yetişir. Yaprakları Adaçayı’na çok benzerliğiyle bilinir. Ancak yapraklarının sertliğiyle hemen adaçayından ayırt edilen çokyıllık otsu bir bitkidir.
Acem arpası, Altınbaş, Boz kekik, Bozlan çayı, Düğümlü çay, Eldiven çayı, Eşek çayı, Kandil çayı, Kazdağı çayı, Kedikuyruğu çayı, Sarıkız çayı, Sivri çay, Tosbağa çayı, Topuklu çay, Dağ çayı isimleriyle de bilinir. Baharda açtığı sarı renkli çiçeklerle dağların eteklerini şenlendirir. Eskiçağlardan beri birçok kültür tarafından şifa amaçlı kullanılmış bir bitkidir. Yapılan kazılarla elde edilen taş yazı tabletlerinde yayla çayından bahsedilir. Pedanius Dioscorides bitkinin Avrupa’ya tanıtımını yapmıştır. İbn’i Sina mide rahatsızlıkları için yayla çayını önermiştir. Farklı aroması ve kokusuyla salatalarda ve yemeklerde çeşni olarak da kullanılır.
Yayla çayı bitkisinden; yayla çayı, yayla çayı ekstresi, yayla çayı ekstraktı, yayla çayı tentürü, yayla çayı şampuanı ve sabunu üretilir. Ayrıca içeriğindeki yağların zenginliğiyle çok çeşitli ilaçların muhteviyatına girmiştir.
Uygun şartlarda kurutulan yayla çayı, ağzı kapalı bir kapta, loş, serin ve kuru bir ortamda saklanıldığında ömrü 1 yıldır.
[1] Türkiye’de Bitkiler İle Tedavi_Prof.Dr.Turhan Baytop_(s193)
Latince adı ‘Galium aparine’ olan Yoğurtotu, kökboyasıgiller familyasındandır. ‘Galium’ kelimesi ‘gala’ kelimesinden türemiştir. Süt anlamına gelir. Yoğurtotu eskiden peynir yapımında kullanıldığından bu adı almıştır. 300 alt türü bulunur. Anavatanı Avrupa ve Asya’dır. Ülkemizde Ankara, Adana, Antalya, Bolu ve Çanakkale’de yaygın olarak yetişir. Bu çok yıllık otsu bitkinin sapları uzun ve çiçekleri salkım şeklinde, yeşil-beyaz renklidir.
Bazı yörelerde yapışkan otu, çobansüzeği, sünnetlik otu, sünnetlice otu ve kazotu isimleriyle de bilinir. Sapındaki tüylerin yardımıyla rahatlıkla her yere tırmanabilir, sarmaşık gibi ilerleyebilir. Bala benzeyen tatlı bir koku salgılamasına rağmen tadı acımtıraktır.
Yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında Cilalı taş devri döneminde yoğurtotu türlerine ve tohumlarına ait kalıntılara rastlanmıştır. En eski dönemlerden beri bilinen bu bitkinin daha çok peynir yapımında kullanılmış olduğu biliniyor. İrlanda’da kahve yerine içilmektedir.
Yoğurtotu bitkisinden; yoğurtotu çayı, yoğurtotu tentürü, yoğurtotu ekstresi, yoğurtotu şurubu ve kremi üretilir.
Latince adı ‘Avena sativa’ olan Yeşil yulaf, bir buğdaygiller familyasındandır. Anavatanı Asya’nın batısı, Avrupa’nın doğusu olarak biliniyor. Ülkemizde Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde yaygın olarak yetişir. Otsu bir tahıl bitkisidir.
Yeşil yulafın beyaz, siyah, sarı, kırmızı ya da boz tohumlu, uzun veya kısa saplı çok çeşidi vardır. Günümüzde yeşil yulaf, arpa ve çavdardan daha çok üretilen bir tahıldır. Serin ve nemli iklimleri sever. Yeşil yulaf unundan hazırlanan hamur kabarmadığından ekmek yapımında kullanılmaz. Daha çok lapa veya gözleme türü yiyecekler yapılır. Yeşil yulaf eskiden buğdayın pahalı olduğu dönemlerde onun yerini alacak kadar ün salmıştır. Ortaçağda en meşhur yemeklerden biri yulaf lapasıydı. Bugün de yeşil yulafın gıda ürünleri arasında hatırı sayılır bir ünü vardır.
Yeşil yulaf bitkisinden; yeşil yulaf çayı, yeşil yulaf tentürü, yeşil yulaf ekstresi, şampuanı üretilir.
[1] Türkiye’de Bitkiler İle Tedavi_Prof.Dr.Turhan Baytop (s362)